Covid-19 Salgını Sonrası Ne Değişecek?

Covid-19… Aralık 2019 başında Çin’de bir salgın çıkacağını, bu salgının tüm Dünyayı etkileyeceğini, milyonlarca kişinin hastalanmasına, yüz binlerce kişinin de ölümüne yol açacağını söylesek sanırım “hayal gücün ne kadar geniş, olur mu hiç öyle şey” şeklinde bir yanıt alırdık. Aslında 2020 yılı da tıpkı diğer yıllar gibi pek çoğumuz için, yeni ümitler, yeni hayaller ve geleceğe yönelik güzel planlarla başlamıştı. Çok değil şubat ayının başında dahi, Çin’de çıkan salgının Çin ekonomisi üzerinde büyük tahribata yol açacağı ve bu salgından diğer gelişmekte olan ülkelerin ekonomik açıdan yarar sağlayacağı söyleniyordu. Ancak Şubat’ın ortalarından itibaren salgının tüm Dünya’ya yayılmakta olduğu haberlerini duymaya başladık ve mart ayının ortasından itibaren de ülkemizde covid-19 vakalarının ortaya çıkmaya başladığını gördük. Alınan kararlarla birlikte, eğitim-öğretim başta olmak üzere hizmet sektörü ve özellikle bu sektörde müşterilerle yakın iletişimin olduğu alt sektörlerin faaliyetleri geçici bir süreliğine durduruldu. Bu süreçte bir taraftan sağlık uzmanları salgının kontrol altına alınabilmesi için kamuoyunu bilgilendirmeye çalışırken, diğer taraftan da covid-19 salgını mevcut ekonomik yapıyı değiştirecek mi? Artık evden mi çalışacağız? Alışverişlerimizi internet üzerinden mi yapacağız? Kâğıt paralar yerine sanal paralar mı geliyor? gibi pek çok sorunun konunun uzmanları tarafından tartışılmaya başlandığını gördük.

Covid-19 salgını çalışma düzenimizi, eğitim-öğretimi, alışverişlerimizi etkileyecek mi? Acaba geri dönülemez bir biçimde artık birçok şeyi internet üzerinde mi yapacağız? Hiç şüphesiz covid-19 ile birlikte birçoğumuz internet üzerinden alışveriş yaptık. Temassız ödeme sistemlerini daha yoğun olarak kullanmaya başladık. Bununla birlikte, hatırlatmak isterim ki salgın öncesinde de internet, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline çoktan gelmişti. Covid-19 salgını ortaya çıkmadan evvelde birkaç dakikalık internet kesintisine dahi isyan ediyor, akıllı telefonlarımızı elimizden düşürmüyorduk. Hiç şüphesiz salgın olsa da olmasa da internet teknolojisinin hayatımızdaki yeri önümüzdeki dönemde giderek artacak. Evet, internet teknolojisinin sağladığı faydalardan giderek daha fazla yararlanacağız ve teknolojinin daha yoğun kullanımı ile birlikte, geçmişte olduğu gibi gelecekte de birtakım meslekler ortadan kalkarken, yeni meslekler ortaya çıkacak. Ancak bunun asıl nedeninin covid-19 salgını olmayacağını düşünüyorum. Ekonomi biliminde geçici ve kalıcı şoklardan bahsederiz. Geçici şoklar, etkisi bir süre devam ettikten sonra etkisini kaybeden, kalıcı şoklar ise; ekonomik değişkenler üzerinde sürekli nitelikte etki yaratan şoklardır. Covid-19 salgını belli bir süre hayatımızı etkiledi ve bir süre daha etkilemeye devam edecek. Ancak bu salgının ekonomik etkileri; aşısının bulunması, etkili bir tedavi yönteminin geliştirilmesi ya da virüsün mutasyona uğrayarak insanlar üzerindeki öldürücü etkisini kaybetmesi durumunda, giderek azalacak ve bir süre sonra da ortadan kalkacak. Bu ne zaman gerçekleşir bilemiyorum ama salgının ekonomi üzerinde yarattığı negatif etkilere baktığımda dileğim bunun bir an önce gerçekleşmesi. Dolayısıyla kişisel kanaatim, covid-19 salgınının ekonomide teknoloji kullanım hızını arttırma yönünde bir etki yaratmakla birlikte, mevcut hayatımızı kökünden değiştirmeyeceği yönünde. Bu noktada teknoloji kullanımın hayatımız üzerindeki etkilerine de kısaca değinmek istiyorum. Teknoloji kullanımını verimliliği arttırması ve insan hayatını kolaylaştırması nedeniyle sonuna kadar desteklemekteyim. Bununla birlikte, salgın sürecinde de hepimizin tecrübe ettiği gibi üzerinde durulması gereken önemli bir nokta, internetin henüz insanın beş duyusundan sadece ikisini yani görme ve duymayı kapsamakla birlikte, diğer duyularını yani koklama, dokunma ve tat almayı kapsamaması. Özellikle son yıllarda gelişen sanal gerçeklik teknolojisiyle birlikte belki yakın gelecekte koklama, tat alma ve dokunma da dijital olarak mümkün hale gelebilecek ama bunun ne zaman gerçekleşeceği henüz tam olarak belli değil gibi görünüyor. Evet şu an interneti kullanarak alışveriş yapabiliyoruz. Ama örneğin bir parfüm satın almak istediğimizde ancak önceden kokusunu bildiğimiz bir parfümü sipariş edebiliyoruz. Önceden deneyimlemediğimiz bir parfümü alıp bu parfümü beğenmemiz ise, tamamen şansımıza bağlı. Benzer şekilde internetten giyim alışverişi de yapabiliyoruz. Fakat, burada da aldığımız giysinin üzerimize olmaması olasılığıyla karşılaşıyoruz. Çünkü bir markanın örneğin 36 bedeniyle diğer bir markanın 36 bedeni çok farklı olabiliyor. Aynı marka için de bile farklı model ve kalıptaki giysilerin zaman zaman farklı bedenlerini almak zorunda kalıyoruz. Tüm bunların yanısıra, bir mağazaya gidip alışveriş yapmak, oradaki elbiseleri denemek zaman zaman hepimizin psikolojisine iyi geliyor. Alışverişin yanısıra, sosyalleşmek ve arkadaşlarımızla sohbet etmek konusunda da benzer hisler devreye giriyor. Evet internet üzerinden sesli ve görüntülü haberleşebiliyoruz ama bu haberleşme bize gerçek hayatta bir araya gelip bir kafede beraber çay, kahve içmenin sağladığı mutluluğu sağlıyor mu, tartışılır.

Sonuç olarak, internet teknolojisinin pek çok işimizi kolaylaştırdığı ve önümüzdeki dönemde de hayatımızın giderek artan bir şekilde dijitalleşeceği yadsınamaz bir gerçek. Bununla birlikte, insan sosyal ve reel bir varlık. Görme ve işitmenin yanısıra, hepimizin koklamaya, dokunmaya ve tat almaya, gerçek hayatta bir araya gelmeye ihtiyacımız var. Dolayısıyla, önümüzde dijitalleşmenin giderek arttığı, bununla birlikte sanal ortamda değil yalnız gerçek hayatta yaptığımızda mutlu olduğumuz faaliyetlerin de bulunduğu bir gelecek bizleri bekliyor…

Sağlıklı günler dileklerimle…

Doç. Dr. Çiğdem Börke TUNALI

Bu yazı Uncategorized kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir